Fransa’nın başkenti Paris, 2023 yılının en önemli diplomatik olaylarından birine ev sahipliği yaptı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Suriye'nin Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Şara'nın bir araya geldiği zirve, sadece iki ülke arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda Ortadoğu’nun geleceğini de etkileyecek stratejik adımları gündeme getirdi. Zirve, Fransa’nın Suriye’deki yeniden inşa sürecine yönelik taahhütlerini sunması açısından kritik bir öneme sahipti. Bu yazıda, zirvenin detaylarına ve Fransa’nın Suriye’ye yönelik yeni stratejisini ele alacağız.
Şara-Macron zirvesi, Fransız hükümetinin Suriye’deki insani krize olan duyarlılığını ve bölgedeki istikrarı sağlama konusundaki kararlılığını ortaya koydu. Emmanuel Macron, konuşmasında Suriye’nin yeniden inşasının yalnızca yerel hükümetlerin değil, uluslararası toplumun da sorumluluğunda olduğunu vurguladı. Fransa, Suriye’ye yapılacak yardım ve desteklerin hedeflerine ulaşabilmesi için koordine bir yaklaşım benimseneceğini belirtti.
Macron, “Suriye’de barış ve huzur istiyorsak, uluslararası iş birliği şart. Yeniden inşa sürecinde sadece maddi değil, aynı zamanda insani ve siyasi destekler de kritik öneme sahip” dedi. Şara ise, Fransa'nın sunduğu desteğin Suriye'nin içindeki mevcut durumu iyileştirmede büyük bir rol oynayacağını ifade etti. Zirvenin sonucunda, iki lider, Suriye için kapsamlı bir yeniden inşa planı üzerinde mutabık kaldılar.
Fransa, Suriye’nin yeniden inşası için maddi desteğini artırmayı planlıyor. Hükümet yetkilileri, öncelikle sağlık, eğitim ve altyapı alanlarında acil ihtiyaçların giderilmesi gerektiğini vurguladı. Görüşmelerin ilerlemesiyle birlikte, Fransa tüm bu alanlarda projeler geliştireceğini ve yerel yönetimlerle iş birliği yapacağını duyurdu.
Bu kapsamda, Paris, Suriye’ye ekonomik yardım sağlamanın yanı sıra eğitim programları ve sağlık hizmetleri sunmayı da hedefliyor. Fransa, Suriye’nin yeniden inşası için bir tür 'planlama’ süreci başlatmayı amaçlıyor. Bu süreçte, yerel halkın ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizen Macron, “Suriye'nin geleceğine Suriyelilerin karar vermesi şart” dedi.
Ayrıca, zirvede Fransa'nın Suriyeli mültecilere yönelik politikalarına da değinildi. Sığınmacıların geri dönüş süreçlerinin güvenli ve onurlu bir şekilde gerçekleşmesi için Fransa'nın öncülük edeceği uluslararası bir mekanizma kurulması gerektiği ifade edildi. Bu mekanizma, hem yerel halkın hem de mültecilerin haklarını koruyarak, Suriye’deki istikrarı artırmayı hedefleyecek.
Sonuç olarak, Paris'te gerçekleştirilen bu zirve, Fransa’nın Suriye’deki rolünü yeniden şekillendirme ve bölgesel istikrarı sağlama konusundaki taahhütlerini kuvvetlendirme açısından stratejik bir adım oldu. Gelecek dönemde bu desteğin nasıl şekilleneceği ve uygulama sürecinin ne kadar etkin olacağı ise önemli bir soru işareti olarak duruyor. Fransa’nın sağladığı destek, uluslararası toplumun bu kriz karşısındaki duyarlılığını artırarak, Suriye’nin yeniden inşası sürecini hızlandırabilir.
Özetle, Paris’te gerçekleşen Şara-Macron zirvesi, yalnızca iki lider arasındaki bir görüşmeden fazlası olarak, Ortadoğu’da yeni bir denge arayışının da habercisi niteliğindeydi. Fransa’nın bu yeni girişimlerini dikkate alarak, uluslararası toplumun Suriye’ye yönelik tavırlarındaki değişimlerin ne olacağını yakından takip etmekte fayda var.