Türk gazetecilik tarihinin önemli isimlerinden biri olan Nihat Genç, 61 yaşında hayatını kaybetti. Medya dünyasında keskin kalemi ve cesur duruşuyla tanınan Genç’in ölümü, sevenlerini ve meslektaşlarını derin bir üzüntüye boğdu. İfadesi ve yorumu genellikle tartışmalara yol açan, fakat aynı zamanda birçok okuyucunun da beğenisini kazanan Genç, yıllar boyunca birçok eser kaleme aldı. Kendine has üslubu ve serbest düşünme biçimiyle öne çıkan Genç, sosyal medyada da büyük bir takipçi kitlesi bulunan bir isimdi. Onun vefatı, hem gündemdeki konulara olan bakışı hem de yazılarıyla Türk medyasına damga vurmuş önemli bir şahsiyetin kaybı olarak değerlendiriliyor.
Nihat Genç, 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra, gazeteciliğe 1980’li yıllarda başladı. Genç, köşe yazarlığı, kitap yazarlığı ve televizyon programları hazırlayıcılığı gibi birçok alanda kendini kanıtlamış bir gazeteciydi. İlk olarak Nisan 1985 tarihinde 'Milliyet' gazetesinde yazmaya başladı ve ardından çeşitli medya kuruluşlarında görev aldı. Yazdığı köşe yazılarıyla dikkatleri üzerine çeken Nihat Genç, sık sık Türkiye’nin toplumsal ve siyasi olaylarına eleştiriler getirdi. Yazar sadece siyasi değil, aynı zamanda edebi eserler de kaleme alarak farklı alanlarda kendini gösterdi.
Genç, “Yeni İnsan”, “Seden Öncesi”, “Sırrı Erken” ve “Yazın Dünya” gibi kitaplarıyla okurlarına ulaşmıştır. Köşe yazılarında genellikle cesur bir dil kullanarak, çözüm önerileriyle toplumsal sorunlara dikkat çekmeyi hedeflemiştir. Kendine has, özgün üslubu ve toplum için düşündüren bakış açısı ile Nihat Genç, okuyucularının özellikle ilgisini çeken bir yazar olmuştur. Ayrıca, sosyal medyadaki güçlü varlığı ile genç kitlelere de ulaşmayı başardı. Yazdığı mizahi içerikler ve eleştirel bakış açıları, takipçileri tarafından sıklıkla paylaşılmış ve gündem oluşturmuştur.
Nihat Genç’in beklenmedik ölümü, sosyal medyada büyük yankı buldu. Medya camiasından, sanatçılara kadar birçok kişi, Genç’in kaybını derin bir üzüntüyle karşıladı. Gerek sosyal medya platformlarında gerekse haberlere yansıyan mesajlar, gazetecinin bıraktığı izlerin büyüklüğünü bir kez daha gözler önüne serdi. Bazı ünlü isimler, onun cesur yazılarına ve hayat felsefesine atıfta bulunarak, Türk medyasını derin bir yara bırakacağını dile getirdi. Pek çok takipçi ise, Nihat Genç’in yazdığı yazıları ve kitaplarını anarak, onun eserlerinin önemine vurgu yaptı.
Medya dünyası, Genç’in yerini dolduramayacak bir boşlukla karşı karşıya kaldı. Vefatı sonrasında, okurları ve sevenleri tarafından yapılan paylaşımlarda, onun özgün yazım tarzına sıkça değinildi. Ülkedeki siyasal atmosferi eleştirel bir gözle inceleyen Genç, durmadan değişen Türk medyasında bir denge unsuru olma görevini üstlenmişti. Gerek yazılarıyla gerekse televizyon programlarıyla hatırlanacak olan bu önemli gazeteci, Türk toplumuna düşünsel derinlik kazandıran nadir isimlerden biriydi.
Hayatı boyunca cesur bir duruş sergileyen Nihat Genç’in vefatı, Türk edebiyatına ve gazeteciliğine büyük bir kayıptır. Medya camiası ve toplumsal hayat üzerindeki etkileri tartışılmaya devam edilecek olan Genç, her daim eleştirilen, fakat bir o kadar da sevilen bir figür olarak akıllarda kalacak. Onun yazıları, toplumda düşünsel tartışmalara zemin hazırlayan birer kaynak olarak kalmaya devam edecektir. Türk basınında özgür düşüncenin ve özgür kalemin simgelerinden biri olarak anılmaya devam edecektir.
Son olarak, Nihat Genç’in vefatı, Türk medyasında bir dönemin kapandığı anlamına gelmektedir. Tüm sevenleri ve okurları için onun bıraktığı miras, asla unutulmayacak ve gelecekte dahi fikirlerine ve yazılarına başvurulacaktır. Nihat Genç, yalnızca bir yazar, gazeteci değil; düşündüren, sorgulayan ve tartışmalara yol açan bir düşünce adamıydı. Onun anısına saygı duruşunda bulunulacak ve hayatı boyunca edindiği değerlerle birlikte yaşatılacaktır.