Meslek dünyası, teknoloji ve çağın getirdiği değişikliklerle sürekli bir evrim geçiriyor. Bazı meslekler geçmişte parlayarak, topluma değerler katmışken; günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Son yıllarda tüm gözlerin çevrildiği bu mesleklerin başında, orijinal ve geleneksel yönleriyle dikkat çeken bir meslek var. O meslek, bir zamanlar herkesin saygı duyduğu ama artık kimsenin yapmak istemediği bir meslek: Kırmızı Kalemle Yazılı Metin Düzelticiliği. Bu işin son temsilcisi Ahmet Bey ile yaptığımız röportajda, sıkıntılı süreçleri ve yaşadığı değişimleri derinlemesine ele alıyoruz.
Ahmet Bey, yıllardır bu mesleği icra eden bir ustadır. Kendisi, bu geleneğin son kuşaklarından biri olarak anılıyor ve meslek hayatına başladığı günden bu yana birçok değişime tanıklık etmiştir. "Bu iş bir sanat," diyor Ahmet Bey, gözlerinin içi parlayarak. "Her kelimenin, her cümlenin bir ruhu var. Bir metni düzeltmek, ona yeni bir hayat vermek gibi." Ancak son yıllarda, işin ne kadar zorlaştığını da eleştiriyor. “Artık gençler bu alana ilgi göstermiyor; yazım hataları için bir tıklama ile çözüm bulabiliyorlar. Bu da bizim gibi son temsilcileri zora sokuyor.”
İnternetin ve dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte, birçok geleneksel meslek gibi, Ahmet Bey’in mesleği de tutunmakta zorlanıyor. Genç nesil, metin düzeltme hizmetlerini artık uygulamalar üzerinden temin etmeyi tercih ediyor. “Bir zamanlar, basılı gazeteler bizlerin ana malzemeleriyken, artık bu gazete sayfalarının çoğunun elektronik ortamda olduğunun farkındayım. Ancak, bu benim işim için geçerli değil. İşini kuşaktan kuşağa aktaran tek kişiyim,” diyor Ahmet Bey, bu durumu kendine dert edinmiş bir tonla.
Yavaş yavaş bu mesleği icra edenlerin sayısı azalırken, Ahmet Bey, hayatının 30 yılını verdiği bu mesleğe duyduğu aşkı kaybetmemek için elinden geleni yapmaya kararlı. “Benim işim, sadece düzeltmek değil; aynı zamanda öğretmek. Mesleği seven gençlerimizin yanımda yetişmelerini istiyorum. Bu meslek, ülkemizin kelime dağarcığına ve kültürüne katkıda bulunuyor. Onların ışığına ve merakına çok ihtiyacım var,” şeklinde de bir mesaj veriyor.
Fakat Ahmet Bey’in bulunduğu bir dönemde; kıdem, yetenek ve sevgi bir araya gelmesine rağmen mesleki varlığını sürdürmek zorlaşıyor. Özellikle yazılı basının azalmasıyla birlikte toplumsal ihtiyaç azalmış durumda. Gençlerin yanı sıra sektörün diğer temsilcileri de bu mesleğin yok olma sürecinden endişe duyuyor. Birçok kişi için “meslek” dediğimiz kavram, artık dijitalleşme yönünde evriliyor ve geleneksel yapılanmaya oranla daha da geniş bir perspektife geçiyor.
Sonuç olarak; Ahmet Bey gibi az sayıdaki meslek temsilcisi, efsanevi mesleklerinin gelecek için fark yaratarak sürdürülebilir olmasını sağlamak istiyor. Ancak herkes gibi, geçmişe özlem duyuyorlar. Geleceğin getirdiği değişiklikler, her ne kadar ilerlemeyi ve yeniliği beraberinde getirse de, unutulmaz bir geçmişe ve değerli bir iş sanatına sahip olmanın verdiği duygusal yükle karşılaşmaya devam ediyorlar.