26 yaşındaki Esra Yılmaz, genç yaşına rağmen sağlığını önemseyen biri olarak biliniyordu. Ancak vücudunda hissettiği bir değişim, hayatını köklü bir şekilde değiştirecekti. Uzun zamandır alışkın olduğu bir benin, aniden büyüyerek ona bir kâbusu hatırlattı: Kanser. Bu şok edici teşhis, sadece Esra'nın değil, ailesinin ve arkadaşlarının da yaşayacağı büyük bir dönüm noktası oldu. Bu haber, genç yaşta kanserle savaşanlar için bir farkındalık oluşturma amacı taşıyor. Olayın detayları ve Esra'nın verdiği mücadele, hepimize sağlık ve yaşamın değerini bir kez daha hatırlatıyor.
Esra, yaz tatilinde denizde geçirdiği zamanın ardından vücudundaki benin rengi ve büyüklüğü ile ilgili kaygı duymaya başladı. Güneşin etkisiyle koyulaşan ben, zamanla rahatsız edici bir hale gelmişti. Arkadaşları ve ailesi, onun bu konudaki endişelerini dile getirmesinin ardından onu bir dermatoloğa gitmeye ikna etti. Uzman, benin görünümünü inceledikten sonra gerekli testlerin yapılmasını önerdi. Sonuçlar, Esra’nın hayatının geri kalanını değiştirecek olan o korkutucu haberi içeriyordu: Melanom. Bu nadir ve agresif deri kanseri türü, özellikle genç bireylerde hızlı yayılma potansiyeline sahipti.
Esra, teşhis konulduktan sonra hayal kırıklığına uğramıştı. Okulunu, arkadaşlarını, hayallerini geride bırakma düşüncesi ona dayanılmaz geliyordu. Ancak genç kadın, pes etmeyi reddetti. Hemen tedavi sürecine girdi. Chemoterapi seansları, fiziksel ve duygusal olarak zorlayıcı geçti. Ama Esra, her anı bir fırsat olarak görüp kendisini daha da güçlendirdi. Aynı zamanda sosyal medyayı kullanarak, kanserle savaşan birçok insanla bağlantı kurdu ve bu süreçte bir destek topluluğu oluşturdu. Bu topluluk, sıradan hayatta başkalarının karşılaşabileceği zorluklarla başa çıkmanın yollarını, motivasyon ve güç bulma yöntemlerini paylaşarak genişledi.
Esra, tüm bu yaşananların sadece kendisi için değil, diğerleri için de bir farkındalık oluşturması gerektiğine inandı ve birçok projeye katılarak farkındalık yaratmaya çalıştı. "Kanserle mücadele etmek yalnız yürünecek bir yol değil." diye belirtti. "Bu süreçte yaşadıklarımı paylaşmak, yalnız olmadığımı hissettirdi." Esra’nın yaşadığı bu sürecin sadece kendisi için değil, tüm genç bireyler için de bir uyarı niteliği taşıdığını vurguladı. Sağlığımızı göz ardı etmemek, düzenli doktor kontrolleri yaptırmak ve kendimize dikkat etmek gerektiğini savundu.
Her ne kadar teşhis ve tedavi süreci zorlayıcı olsa da, tedavinin sonucunda Esra'nın beninin tamamen temizlendiği müjdelendi. Bu süreçte kendisine yardımcı olan doktorlarına ve destekleriyle yanında olan arkadaşlarına teşekkür eden Esra, yaşadığı bu sürecin kendisini nasıl güçlendirdiğini, hayatına farklı bir perspektiften bakmasını sağladığını da dile getirdi.
Bundan sonra yalnızca sağlıklı bir yaşam sürmekle kalmayacak, aynı zamanda kanserle savaşan ve mücadele eden bireylerin sesi olmaya aday olduğunu ifade etti. Doğru bilinen yanlışlar ve kanser hissiyatları üzerine farkındalık yaratmak için yeni projeler başlatmayı düşündüğünü belirtti. 26 yaşında kanserle yüzleşmenin kendisine kattıklarıyla birlikte, sağlıklı yaşam konusunda daha bilinçli ve iradeli olacağını dile getirdi.
Esra'nın hikayesi, hepimize hayatta sağlığın ne kadar değerli olduğunu, başımıza gelebilecek beklenmedik olaylarla nasıl başa çıkabileceğimizi göstermekle kalmadı; aynı zamanda insan ruhunun gücünü ve insanlık adına yapabileceğimiz olumlu bir tesirin ne denli önemli olduğunu da hatırlattı. Unutmayalım ki; her zorluğun ardından bir güç doğar, yeter ki mücadele etmeye kararlı olalım.